Yazılı ve Görsel Basında Din
Araştırmacı Nihat Oyman tarafından hazırlanan “Yazılı ve Görsel Basında Din” başlıklı makalede, Ramazan ayında yayınlanan reklamlar konusunda ilginç bilgilere yer verildi. Medya ve din ilişkisini farklı yönleriyle ele alan makalede, hem ulusal hem uluslararası şirketler tarafından Ramazan reklamlarında dinsel öğeleri kullandığı bilgisine yer verilirken diğer taraftan Hıristiyan veya Yahudi kökenli firmaların Ramazan ayına özgü reklamlarında da İslamî simgeler bulunduğuna dikkat çekildi.
II. Uluslararsı Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve Sosyal Bilimler Sempozyumunda yer alan makalesine göre Oyman, din ve ekonomik faaliyetler insanların sosyolojik hayat prensibinden din ile ekonomik faaliyetler arasındaki ilişkinin hep var olduğunu ifade etti. Ekonomik sermayenin dini sermayeyi, dini sermayenin de ekonomik sermayeyi geliştirdiğini belirten Oyman, diğer taraftan teknoloji ile ekonomi arasında benzer bir ilişki olduğunu ifade etti.
Oyman, teknoloji ile hızla gelişen yazılı ve görsel basın, egemenliğini büyük ölçüde sosyo-kültürel unsurların varlığıyla sürdürdüğünü kaydetti. Bu açıdan, sosyo-kültürel dini değer taşıyan Ramazan ayında medyanın toplumun taleplerine ilgisiz kalmasının hem ekonomik kaygıyı artıracağını hem de reyting konumunu riske edeceğini söyleyen Oyman, “Bundan dolayı Ramazan Ayı’nda televizyon ve gazetelerde Ramazan’a özel programların olması medyanın kaçınılmaz bir durumdur.” ifadesini kullandı.
Oyman makalesinin devamında, Ramazan ayına özgü reklamlardan örnekler de göstererek şunları söyledi:
Ramazan ayına özgü reklamlar neden yayınlanıyor?
“Üreticiler toplumun hassasiyetini düşünerek Ramazan Ayı ve Bayramı gibi bazı dönemlerde tüketici sayısını artırmak için reklamlarda dini semboller kullanarak dindar kesimi de kendi tüketim topluluğuna çekmeyi amaçlamaktadır. Ramazan Ayı’nda Müslümanların oruç tutmasından dolayı gün boyu aç kalmaları bu yüzden kaliteli ve iyi beslenmek istemeleri onları çılgınca alışveriş yapmalarına sebep olmaktadır. Üreticiler bu tüketim çılgınlığını düşünerek kendilerine daha fazla pay bulmak için Ramazan ayına yönelik reklamlar yayınlarlar.
“Hristiyan ve Yahudi kökenli firmalar da Ramazan reklamlarında İslamî semboller kullanıyor”
ABD kökenli çok uluslu bir şirketin içecek markasının da Ramazan reklamları yayınladığına dikkat çeken Oyman, “Bu içeceğin her iftar ve sahurda sofrada olması gerekli şeklinde yayınlanan reklamlarda Ramazan ayının manevi havasına hiç de uygun olmadığı düşünülmektedir” dedi. Bunu “kapitalist düşüncenin dini değerleri fırsata dönüştürme çabası” olarak tanımlayan Oyman, diğer taraftan Hristiyan ve Yahudi kökenli markanın da Ramazan reklamlarında daha çok İslami semboller kullanıldığını ifade etti. Oyman şöyle devam etti: “Örneğin, bir reklamında iftar zamanında kolu komşu herkesin bir sofraya geldiği ve bir araya gelme sebebinin de Coca-Cola’nın lezzeti ve çekiciliğinden kaynaklı olduğu görülmektedir. Ya da binlerce yıldızın arasında bir Ay olduğu reklamında ise hem İslam’la bütünleşen ay sembolü kullanılmakta hem de Kur-an’ daki “...Kur-an’ ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Kim o aya ulaşınca onu oruçla geçirsin...”(Bakara 185) ayetinden yola çıkarak Ramazan ayının başlangıcı ve bitişi sembolize edilmektedir.
“Ramazan reklamları, dinin medya ve ekonomik ilişkiler için vazgeçilmez bir unsur olduğunu göstermektedir.”
“Yazılı ve görsel basın, istemli ve istemsiz bir şekilde muhatap olduğu bireylerin inançlarını, geleneklerini, düşüncelerini ve kültürel değerlerini olumlu ya da olumsuz anlamda etkilemektedir. Sokak konuşmalarından akademik araştırmalara kadar etkisini sürdüren medya, bireylerin dini öğrenmede bir kaynak özeliği taşıdığı da aşikârdır. Özelikle modern neslin teknolojik iletişim araçlarını çok iyi kullanması spesifik dini tartışmalardan haberdar olmasını sağlamaktadır. Bu durum da bazen sağlıklı bir dini bilgi sağlarken bazen de bireyin medyanın popülaritesinin gölgesinden kalmasından öteye gidememiştir. Özelikle filmlerde, dizilerde, programlarda dinin şiddetle birlikte temsil edilmesi propagandist söylemlerle dini bilgilerin verilmesi yazılı ve görsel medyaya ilgiyi artırsa da toplumda nefret ve ötekileştirme söylemlerinin artmasına zemin hazırlamaktadır. Ayrıca medyanın toplumsal tezahürleri ticari malzemeye dönüştürme uğraşından din de nasibini almıştır. Yazılı ve görsel basında özelikle de reklamlarda dinsel sembollere yer vererek ya da yeni tarz dinsel semboller geliştirilerek, reklamı yapılmak istenen içerikle birlikte verilmesi, dinin medya ve ekonomik ilişkiler için vazgeçilmez bir unsur olduğunu göstermektedir.”